Digital Asset Custody Management
Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle dövüşürler ve sonra sen kazanırsın (Mahatma Ghandi)
Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana, küresel ölçekte önemli değişimlerin sinyalleri görülmeye başlandı. Bu değişimleri hem ekonomik hem de politik değişime odaklanan iki yazıyla geçtiğimiz haftalarda ele almıştık. 17 Mart tarihinde IMF ile Arjantin arasında imzalanan 45 milyar USD büyüklüğündeki anlaşma sonrasında, daha önce alınan değişim sinyallerine bir yenisi daha eklendi. IMF’nin Arjantin ile yaptığı anlaşmayı, daha önce yapılan onlarca anlaşmadan farklı kılan en önemli nokta, IMF’nin anlaşmaya kriptoparalarla ilgili ek bir madde koyması oldu. Bu maddenin eklenmesinin arkasında, Arjantin’e özel sebeplere ek olarak, çeşitli ülkelerin kriptoparalarla ve dijitalleşmeyle ilgili açıklamaları yer alıyor. Bu yazımızda, hem Arjantin özelindeki hem de küresel ölçekteki gelişmelere bakarak IMF’nin kararını geniş bir açıdan inceleyeceğiz.
Acil Durum Butonu: IMF
190 ülkenin üye bulunduğu IMF, ülkelerin büyük çaplı krizlerden çıkmak için veya krize girmekten kurtulmak için kapısını çaldığı bir nevi acil durum butonu olarak görülebilir. Ülkelere yüklü miktarda verilen kredilerle küresel borç döngüsünün bozulmaması ve bölgesel/küresel bir krizin çıkmaması amaçlanır. IMF, verdiği krediler karşılığında, yardım alan ülkenin katı bir ekonomi politikası izlemesini ister. Bu politikalar, acil olmayan harcamaların mümkün olduğunca azaltılması ve gelirlerin verimli hale getirilmesini amaçlar ancak bu tür şirketvari politikalar, milyonlarca insanın yaşadığı ülkelere uygulandığında halk için pek olumlu sonuçlar doğurmaz. Bu tür durumlarda genellikle devletin sosyal alandaki çalışmalarının sekteye uğradığını görürüz. Dolayısıyla IMF, tam anlamıyla bir acil durum butonu olmasına rağmen kolay kolay hiçbir ülke IMF’ye başvurmak istemez.
Kıvılcım
Kronik bir enflasyon problemi olan Arjantin, son çare olarak IMF’ye başvurarak 45 milyar USD değerinde bir yardım alarak IMF’nin belirlediği politikalarda anlaşma sağladı. Anlaşmada, Arjantin’in ülkedeki kriptopara kullanımını özendirmemesini / teşvik etmemesini şart koşan bir madde bulunuyor. Bu madde, IMF’nin tehdit unsurları arasına kriptoparaları aldığını göstermesi açısından büyük önem taşıyor. El Salvador’un Bitcoin’i resmi para birimi haline getirmesinden beri IMF’nin yayınladığı çeşitli yazılarda bu kararın finansal istikrarsızlığa yol açacağıyla ilgili uyarılarla sık sık karşılaştık. IMF’nin bu konudaki negatif pozisyonunun sebebi konusunda piyasadaki popüler görüş, El Salvador’un IMF’den kredi almak yerine BTC bazlı tahvillerle aynı miktarda parayı toplama planıdır. Bu nedenle Bitcoin ve Bitcoin bazlı ürünlerin, katı politika dayatmaları nedeniyle kimsenin ilk tercihi olmayan IMF’ye bir alternatif olabileceği görülmüş oldu. Hükümetler için böyle bir alternatif, şüphesiz ki oy kaybına neden olacak IMF politikalarından daha çekici görünüyor.
El Salvador’un Bitcoin’i IMF’ye alternatif olarak kullanmasıyla başlayan bu kıvılcım, tam olarak IMF’nin neden endişelendiğini gösterecek şekilde ilerlemeye başladı. Örneğin; El Salvador gibi ufak bir ülke olan Honduras’ın Başkanı Xiomara Castro, dolar hegomonyasından kurtulma yolunda El Salvador’u takip edeceklerini belirten bir açıklama yaptı.
Veri Oluşumu
Kriptopara piyasasının günümüzde ulaşmış olduğu ekonomik büyüklük, Honduras ve El Salvador’un ekonomik büyüklüğüne yakın olan diğer ülkelerin finansman ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçtedir .Dolayısıyla bu ülkelerin IMF yerine kriptopara piyasasındaki oyunculardan, yardım alması mümkündür. Bu ülkelerin ekonomik büyüklükleri ciddi boyutlarda olmasa da zincirleme bir etki başlatabilirler. Böyle bir etkinin Arjantin gibi daha büyük ekonomilere sıçraması için ise veri birikimi gerekiyor. Bitcoin, sabit bir para politikasına sahip olduğu için teorik olarak ekonomide nasıl kullanılacağı ve nasıl etkiler bırakabileceğiyle ilgili tahminler yapmak mümkün olsa da fiyat oynaklığı başta olmak üzere çeşitli etkenlerden dolayı pratikte nasıl sonuçlar vereceği net olarak bilinmemektedir. El Salvador’la birlikte ilk kez, Bitcoin’in ülke bazındaki politikalardaki pozitif ve negatif etkileri görülmeye başlandı. İlerleyen yıllarda, bu verilerin pozitif sonuçlarının yüksek olduğu görülürse Arjantin gibi ülkelerin de bu akıma katılmaları olasıdır. IMF’nin Arjantin’le yaptığı anlaşmaya koydurduğu kriptopara maddesi, bu açıdan bakıldığında IMF’nin endişelerinin arttığını ve önlem almaya başladığını gösteriyor.
Güney Amerika ülkelerinde sık karşılaşılan enflasyon problemi, halkın enflasyona dayanıklı varlıklara yönelmesini bir nevi refleks haline getirdi. Kriptoparalar da uzun vadeli bakıldığında yüksek getiri sağladığı için tercih ediliyor. 2021’in Ocak ayında yapılan bir araştırmaya ait olan aşağıdaki grafikten de görüleceği gibi, 16–64 yaş arasında, kriptopara sahibi olan internet kullanıcılarının sayısı ülke nüfuslarına göre oranlandığında ortaya çıkan sıralamada Arjantin, %16.4 oranıyla Türkiye’nin ardından 5. sırada yer alıyor.
Arjantin’de kriptoparalara gösterilen ilgi sadece halkın kriptopara yatırımıyla sınırlı değil. Enflasyona karşı korunmak için 8.6 milyon USD değerinde BTC alan Latin Amerika’nın en büyük e-ticaret şirketi Mercado Libre, şirketlerin de kriptopara talebi bulunduğuna yönelik önemli bir örnektir.
Diğer taraftan; Arjantin’de enflasyonun yüksek olması, ülkedeki elektrik fiyatlarını USD bazında oldukça cazip bir hale getirdiği için son zamanlarda kriptopara madencileri Arjantin’e yönelmeye başladı. Arjantin, ucuz elektrik sağladığı için tercih edilen Kazakistan’dan bile daha ekonomik şartlarla elektrik sağlaması ve yetişmiş insan gücüyle de ilgi çekiyor. Aşağıdaki listede, çeşitli ülkelerdeki iş yerlerinin kilowatt başına ödediği USD fiyatı gösterilmiştir.
Alevlenme
Ülkelerin IMF’ye alternatif yaratmasında kriptoparaların getirdiği dönüşüm kıvılcım aşamasında da olsa, dijital ekonomiye geçişi temsil eden merkez bankalarının dijital paraları(CBDC), kıvılcım aşamasını geçerek alevlenmeye başladı. Yani bu konuda, tartışma-deneme aşamasının sonuna doğru gelindiği söylenebilir.
Singapur, Malezya, Güney Afrika ve Avustralya, 2021’in Eylül ayında prototip ürün üzerinden CBDC’lerin ülkeler arası kullanımını test etmek için anlaşma imzalamıştı. Yapılan yeni açıklamada testlerin sona erdiği ve sistemin çok yakın bir zamanda kullanıma açılacağı duyuruldu. Duyuruda, elde edilen kazanımlar 3 ana maddede toplanabilir:
Bu maddelerden elde edilecek en önemli sonuç, ülkelerin CBDC’ler sayesinde kendi aralarındaki transferlerde USD kullanmak zorunda olmayacakları, dolayısıyla SWIFT’in getirdiği gecikme ve maliyetlere katlanılmayacağıdır. CBDC alanında en gelişmiş çalışmaları Çin gerçekleştirmiş olsa da CBDC’nin ülkeler arası çalışabilirliğini göstermesi ve SWIFT’e alternatif yaratılması açısından bu dört ülkenin kendi aralarında kurduğu yapı çok önemlidir.
Dövüş Aşaması
Hindistan’ın kurtarıcısı Gandi’nin “Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle dövüşürler ve sonra sen kazanırsın” sözünü kriptoparalara uyarladığımızda, sayısız ponzi şeması ve dolandırıcılık eleştirilerinin ardından, mevcut ekonomik düzenin bir nevi koruyucusu görevi gören IMF’nin Arjantin anlaşmasının, kriptoparalara gülme aşamasından dövüşme aşamasına geçişi temsil ettiği söylenebilir.
Politik anlamda, IMF’nin getirdiği oy kaybını önlemesi nedeniyle oldukça avantajlı olan kriptoparaların, El Salvador’dan elde edilen verilerin olgunlaşmasıyla birlikte nispeten küçük ülkelere hızla yayılması beklenmektedir. Kriptopara piyasasının büyümesiyle birlikte nispeten daha büyük ülkelerin de kriptoparaları alternatif olarak görmeye başlaması mümkün. Dolayısıyla yukarıda bahsedilen gelişmeleri, uzun yıllar sürecek bir dönüşümün en somut ilk adımları olarak görebiliriz.
Hazırlayan: Berkay Aybey
Burada ifade edilen görüş ve yorumlar BV Crypto’ya aittir. BV Crypto, bu yazı temel alınarak yapılacak herhangi bir finansal işlemden sorumlu tutulamaz. Her yatırım ve ticaret hamlesi risk içerdiğinden, bu tür kararlar alırken kendi araştırmanızı yapmanızı tavsiye ediyoruz.