Citibank’ın Metaverse Raporu Üzerine Yorumlar

Finans dünyasının en büyük oyuncularından Citibank, Mart ayında Metaverse ve NFT üzerine oldukça ayrıntılı bir rapor hazırladı. Rapor içerisinde metaverse oluşumunun kısa vadede ve gelecekte hayatımıza ne gibi etkileri olabileceğine değinilirken, hukuki ve teknik anlamda da gerçekçi bir yaklaşım izleniyor. Dolayısıyla raporun objektif bir bakış açısına sahip olduğu söylenebilir. Bu yazımızda, sizler için 184 sayfalık bu raporun bir özetini sunarken, kendi yorumlarımızı da eklemeyi ihmal etmedik. Raporun orjinalini okumak için yazının sonundaki linke tıklayabilirsiniz. Keyifli okumalar…

Bilgi Çağından Deneyimleme Çağına

Facebook’un, tüm şirketin ana stratejisini metaverse üzerine konumlandırmasıyla beraber metaverse kavramı, hemen hemen herkesin bir şekilde haberdar olduğu genel bir konuya dönüştü. En basit tabiriyle sanal bir dünya olarak tanımlayabileceğimiz bu kavramı popüler kılan şey ise NFT’lerin sanal dünyada da mülkiyet hakkını hayata geçirmesi oldu. Dijital her bir nesnenin sahiplenebilmesi, dijital olan herşeyin bir finansal değere çevrilebilmesini sağladığı için sanal dünyada yaşama fikrinin gerçekleştirilebilmesini sağladı. İmkansıza yakın olan bu hayalin NFT’lerle beraber gerçekçi bir beklentiye dönüşmesi, şüphesiz ki herkesin ilgisini çekti.

Günümüzde, çeşitli metaverse platformları bulunuyor ve bu platformlara tarayıcılarımız üzerinden bağlanabiliyoruz. Platformlar üzerindeki parselleri satın alabiliyor, bu parseller üzerinde kendimize ait mülklerimizi oluşturup dizayn edebiliyor, avatarımıza istediğimiz kıyafetleri giydirebiliyoruz. Böylelikle, üç boyutlu bir sosyal medya olarak tanımlayabileceğimiz metaverse evreninde yaşamaya başlamak için ilk adımlar atılmış oldu. Ancak sanal bir dünyada yaşamak için kullanıcıların o dünyadaki varlıklara sahip olabilmesinin dışında o dünyayı deneyimlemesi de gerekir. Bu deneyimleme sürecinin gerçekçi olabilmesi için öncelikle VR ve AR gözlüklerin kullanılmaya başlanacağı düşünülmektedir. El-kol hareketlerimizin algılanması dışında, fiziksel olarak acı ve haz alma gibi duyularımıza da hitap edebilmesi açısından VR-AR gözlüklere entegre çeşitli aparatların da geliştirilmesi beklenmektedir.

Citibank’ın raporunda, metaverse trendiyle birlikte VR-AR gözlüklere talebin artması, 2030 yılına kadar 900 milyon — 1 milyar kullanıcının bu gözlükleri kullanmaya başlamasının tahmin edildiği ve bu marketin 1–2 trilyon USD arasında bir değere ulaşacağı tahmin ediliyor. Görselin sağ tarafında görülen rakam, daha geniş perspektifle, 2030 yılında metaverse platformlarını kullanıcı sayısının 5 milyara ve piyasanın 8–13 trilyon USD arasında bir büyüklüğe ulaşması öngörüsüne işaret etmektedir. Metaverse platformlarıyla etkileşime geçmek için VR-AR gözlükler zorunlu olmadığı için sağ tarafta belirtilen rakamlar, tarayıcısı üzerinden platforma bağlanan ya da platforma hiç bağlanmadan yatırım amacıyla parsel alıp-satan kullanıcıları da kapsamaktadır. Kullanıcı sayısı tahmini açısından verilen yüksek rakamlara bakıldığında, Citibank’ın metaverse trendini gelecekte dominant bir trend olarak sınıflandırdığı net bir şekilde görülmektedir.

Özellikle VR gözlükler, bir süredir piyasada olmasına rağmen telefon ya da Playstation konsolu gibi ilgi görmedi. Talep yüksek olmadığı için doğal olarak VR gözlüklere özel üretilen uygulamalar da oldukça sınırlı kalarak bu marketin kısır bir döngüde kalmasına neden oldu. Citibank’ın VR-AR gözlüklere özel olarak bir kullanıcı ve piyasa tahmini belirtmesi, aynı zamanda bu gözlüklere olan talebin artmasıyla beraber piyasada beklenen değişime de işaret etmektedir. Yakın zamanda, bu tür gözlüklere özel uygulamalar, kullanım kolaylıkları ve ek aparatlar geliştirilmesi için harcanan para ve emeğin artması beklenebilir.

Kullanıcıların metaverse evrenini deneyimleme talebinin artması beklentisi, içerisinde bulunduğumuz ‘’bilgi çağı’’ döneminin de bir geçiş sürecine girmesi anlamına gelebilir. Mike Wadhera’nın raporda geçen bir cümlesi, yeni sürecin adını koymak için güzel bir örnek ortaya koyuyor.

Bilgi çağından ‘’deneyimleme çağı’’na doğru geçtiğimizi söyleyen Wadhera’nın bu sözünü bilgi çağının sona erdiği şeklinde yorumlamamak gerekir. Deneyimleme çağı, bilgi çağından elde edilen tecrübe ve altyapıyla birlikte bilgi çağının bir nevi evrimleşmiş, gelişmiş hali olarak düşünülebilir. Wadhera, aynı zamanda VR-AR gözlüklerin metaverse için zorunlu olmadığını da ekliyor. Bu duruma örnek olarak Samsung’un yeni televizyonlarını NFT ürünlere entegre çıkartacağı haberini ele alabiliriz. İleride, metaverse platformlarına oyun konsollarından, telefonlardan ve televizyonlardan ulaşmamız oldukça olası gözükmekle birlikte bu durumu her Windows içerisinde bulunan Internet Explorer gibi hazır bir ürün olarak düşünebiliriz. Örneğin, X markası bir televizyon, doğrudan Decentraland platformuna entegre gelirken, Y marka bir televizyon CryptoVoxels platformuna bağlı şekilde gelebilir.

Farklı Kişilikler Farklı Avatarlar

Günümüzde, telefonlarımız, tabletlerimiz hatta televizyonlarımız üzerinden çeşitli sosyal medya platformlarıyla sürekli iletişim halindeyiz. Bunun sonucunda da ister istemez hepimizin dünyada gerçekleşen olaylara bakışı, hedefleri, beklentileri hatta davranış ve yargılama biçimleri de evrildi. Bilgi çağıyla beraber gelişen küresel değer yargıları buna en iyi örneklerdendir. Irkçılık, seksistlik gibi konulara karşı geliştirilen ortak tepkiler, bu çağın olumlu yanlarına örnek gösterilebileceği gibi, koronavirüs çıktığında vücuda dezenfektan enjekte etme fikrinin ortaya atılması gibi medya dezenformasyonları da negatif örneklerden biri olarak gösterilebilir.

Gelinen noktada, iletişim kurma şeklimiz ağırlıklı olarak sanal dünyada gerçekleşmeye başladı. Ancak bu süreç sonunda görüldü ki sanal profillerimizle gerçek hayattaki profillerimiz her zaman birbirine yakın olmayabiliyor. Örneğin gerçek hayatta çekingen olan bir kişi, sosyal medyada agresif yorumlar yazabiliyor.

Raporda, Yonatan Raz-Fridman’ın avatar NFT’leriyle ilgili bir soruya verdiği cevap, insanların gerçek hayatta da ailelerine karşı farklı, ofiste farklı, arkadaşlarıyla farklı karaktere büründüklerini belirtmesi açısından oldukça önemlidir. Buna bağlı olarak metaverse üzerinde de kullanıcıların farklı kişiliklerini yansıtan birden çok avatara sahip olmak isteyecekleri belirtiliyor. Buna ek olarak, avatarlar aynı zamanda gerçek hayatta lüks bir otomobille veya pahalı kıyafetler, aksesuarlarla gösterilen zenginlik göstergesini temsil etmek için de kullanılabilirler. Dolayısıyla avatar NFT’lerinin hem yeni bir statü göstergesi hem de kişiliklerimizi ifade etme biçimi olarak ileride de değerlerini koruması beklenebilir.

Deneyimleme Çağının Sektörlere Etkisi

Yukarıda, sosyal medyaların insanlar üzerindeki etkisine ve bu etkinin metaverse üzerine nasıl taşınmaya başladığıyla ilgili çeşitli noktalar üzerinde durduk. Gerçek hayattaki yaşamla, sanal dünyadaki yaşam arasındaki çizgiler bir bir kaybolurken, öğrenme ve iş yapma alışkanlıklarımızın da buna yönelik olarak değişmesi kaçınılmazdır.

Eğitim

Koronavirüsle beraber birçok üniversite online dersler vererek faaliyetlerini sürdürdü ve eğitimlerini sanal ortama taşımış oldu. Ancak virüsten önce de online eğitim veren Udemy veya Edx gibi platformlar mevcuttu. Dolayısıyla eğitimin online bir şekilde verilmesi, artık neredeyse alışılmış bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Halihazırda sanal ortama doğru ivmelenen bu sektörün metaverse platformlarına da adapte olması sürpriz olmamalıdır. Avatarlarıyla metaverse evreninde vakit geçiren kullanıcıların, online eğitimlerini de yine bu platformlar üzerinden üç boyutlu şekilde almaya başlamaları oldukça muhtemeldir. Dolayısıyla online üniversitelerin metaverse ile birlikte gelişmesi beklenebilir.

Raporda, bu alanda atılmış ilk adımlardan bir tanesinin sağlık sektöründe gerçekleştiği belirtiliyor. Güney Kore’li Seoul National University Bundang Hospital (SNUBH) halihazırda sanal ortamda medikal eğitimler vermeye başlamış bulunuyor. 2021’in Mayıs ayında Asya Kardiyovasküler ve Göğüs Cerrahisi Derneği (ASCVTS), üniversitenin bu platformu üzerinde akciğer kanseri ameliyatının eğitimini online konferans yoluyla üç boyutlu şekilde gerçekleştirdi.

Bu sayede öğrenciler, sanal ortamda sayısız deneme yaparak ameliyat sürecini ezberleme yolunda hızlıca ilerleme kaydedebilirler. İlerleyen zamanlarda öğrencilerin bu tür eğitimlerin metaverse üzerinde yapılabilmesi son derece önemli bir adım olacaktır. Pratik eğitimin gerekli olduğu medikal alan dışındaki bölümlerde de benzer uygulamaların yapılması hem zaman hem de maliyetten tasarruf edilmesini sağlayarak öğrencilerin daha verimli eğitim almalarını sağlayabilir.

İletişim ve Davranış Karakteristiği

Sosyal medya platformlarının ortaya çıkmasıyla birlikte hepimizin hayatları sosyal medyadan önce ve sonra olarak neredeyse iki bölüme ayrıldı. Dijital reklam ve sosyal medya yöneticiliği gibi meslek gruplarının metaverse ile birlikte oluşan ‘üç boyutlu sosyal medya’ ile gelebilecek yeni davranış karakteristiklerine göre güncellenmesi gerekebilir. Çünkü sadece yorum yazarak, video izleyerek veya grup sohbetlerine katılarak dahil olunan sosyal medyalara kıyasla, metaverse sonrasında deneyimlemenin çok daha ön plana çıktığı bir ortama geçiş yapılması bekleniyor. Metaverse ile birlikte insanların iletişim tercihlerinde ve davranış karakteristiklerinde oluşabilecek değişimlere ayak uydurabilen ve reklam stratejisini buna göre güncelleyen iş kollarının avantaj elde etmeleri beklenebilir.

Metaverse üzerindeki iletişimin temel yapısını ise tabi ki, NFT dizayn eden tasarımcılar oluşturuyor. Kullanıcıların metaverse üzerindeki dijital ürünlere verdiği olumlu-olumsuz tepkiler, bu ürünlere oluşturdukları talebi etkileyeceği için metaverse kullanıcısının tüketim alışkanlıklarını belirlemede anahtar rol oynamaktadır. Tasarımcıların gerçek hayatta yapılması mümkün olmayan veya maliyetli olan tasarımlarını sanal olarak hayata geçirmeleri, dijital alandaki estetik zevkimizin gerçek hayattan daha hızlı bir şekilde gelişmesini veya tatmin olmasını sağlayabilir.

 

Decentraland üzerinde yapılan festivaller, Avustralya açık tenis turnuvasının metaverse üzerinde yayınlanması gibi organizasyonlar düşünüldüğünde, yeni organizasyon tasarımlarıyla beraber bu etkinliklerin gerçek hayattan daha çekici hale gelmesinin mümkün olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu durumda kullanıcıların, metaverse üzerinde zaman geçirme isteklerinin artması beklenebilir. NFT ürünlerle birlikte sanal ortamdaki bu tür çalışmaların ekonomik bir değer kazanması, sıradışı tasarımların ortaya çıkmasıyla, hayatımızı beklenenden hızlı bir şekilde metaverse evrenine doğru yönlendirebilir.

Resmi Kuruluşlar

Metaverse evreninin hızlıca tanınmasındaki en büyük sebep, şirketlerin bu alandaki ilgiyi reklam amaçlı kullanmak istemesiyle birlikte metaverse platformlarını hızlıca benimsemeleridir. Citibank’ın raporunda da buna örnek olarak Güney Kore merkezli KB Kookmin Bank’ın sanal şubesi üzerinden faal bir şekilde hizmet vermesi örnek gösteriliyor.

Rapora ek olarak, Barbados’un Decentraland üzerinde resmi başkonsolosluk açarak buradan vize başvurularını kabul etmeye başladığını, Samsung, Atari gibi şirketlerin yine Decentraland üzerinde şube açtıklarını da belirtmek gerekir.

Teknik Eksiklikler

Metaverse hedefi, gerçekçi bir beklentiye dönüşmüş olmasına karşın mevcut internet altyapısının henüz bu hedefi gerçekleştirmek için yeterli olmayacağı raporda belirtilen önemli noktalardandır. Özellikle bandwidth (bant genişliği) ve latency (verinin göndericiden alıcıya gidip geri gelme süresi) başlıkları altında incelenen bu alanda mevcut bant genişliğinin, yani milisaniyeler içerisinde ne kadar işlem gönderilebileceğini gösteren ölçünün, metaverse gibi bir oluşumu karşılamak için oldukça zayıf olduğundan bahsedilmektedir. Burada belirtilen eksiklikler, tarayıcımızla ulaşabildiğimiz şu anki metaverse platformları için değil, bu platformların nihai haline ulaşması için belirtilen eksikliklerdir. Yani sadece kriptopara sektörünün veya tasarımcıların gelişmesi değil, aynı zamanda ülkelerin internet altyapılarına yapacağı yatırım da sektörün gelişmesi açısından oldukça kritik önemdedir. Rapor, 5G ve Starlink gibi çalışmalarla bu alanda gelişmeler kaydedilmesine karşın gerekli seviyelere ulaşılmasının yine de uzun bir süre alacağından bahsetmektedir.

Yasal Düzenlemeler

Kriptoparalar için yasal düzenlemelerin konuşulduğu ve belirli bir seviyede uygulanmaya başlandığını biliyoruz. Ancak raporda, Birleşik Krallık Parlamentosu’na sunulan ve spesifik olarak metaverse platformlarını da kapsadığı belirtilen bir yasa tasarısı üzerinden bu alanın incelenmesi oldukça önemlidir.

Raporda, sunulan bu teklifin üç ana maddeye dayandığı görülüyor.

  1. İçerik Kontrolü

Bu maddeler, genel olarak diğer ülkelerin de konuştuğu konu başlıkları olduğu için yorumlanması açısından oldukça uygun bir örnektir.

Bu maddelerden ilki olan içerik kontrolüne bakıldığında, suç unsuru oluşturabilecek içeriklerin platformlardan engellenmesinin amaçlandığı görülüyor. Üç madde arasında belki de en çok tartışılacak olan maddenin bu olması beklenebilir. Çünkü metaverse platformlarının da kriptoparalardaki gibi merkezi ve merkeziyetsiz olanları olacaktır. Merkeziyetsiz platformlarda içeriklerin kontrol edilmesi için platformun ait olduğu DAO’da oylanması gerekecektir. Suç unsuru içeren içerikleri ne kadar kimse görmek istemese de ülkelerin bu yöndeki yetkilerini kötüye kullanarak politik-siyasi baskı malzemesi yaptıkları da bilinmektedir. Bu nedenle oylamanın olumsuz sonuçlanma ihtimali de bulunuyor. Ülkelerin, Meta (eski Facebook) gibi merkezi olması beklenen metaverse platformlarına izin verirken diğerlerini engellemeye çalışmaları beklenebilir.

İkinci maddedeki kullanım hakları konusu, özellikle NFT ürünlerinin ve bu ürünlerin üreticilerinin korunması açısından son derece pozitif bir gelişmedir. Mevcut telif hakkı yasalarıyla birlikte halihazırda üreticiler korunuyor olsa da NFT’lere özel bir yasa ile daha kapsamlı ve sektöre özel dinamiklerin ele alındığı bir altyapının sektör tarafından da kucaklanma ihtimali yüksektir.

Üçüncü maddede, bu alandaki denetimleri hangi yetkili kuruluşun yapacağıyla ilgili düzenlemeler netleştirilmektedir. Bu konuda da yine birinci maddedeki gibi merkezi ve merkeziyetsiz platformlara özgü problemler ortaya çıkıyor.

Yazının başında da belirtildiği gibi raporda, oldukça pozitif beklentilerle beraber gerçekçi eleştiriler de bulunmakta ve objektif bir bakış açısı sunulmaktadır. Sektörün önde gelen isimlerinin de katkılarıyla beraber raporun oldukça kapsamlı olduğu söylenebilir.

Raporun orjinalini okumak için lütfen tıklayın

Hazırlayan: Berkay Aybey

Burada ifade edilen görüş ve yorumlar BV Crypto’ya aittir. BV Crypto, bu yazı temel alınarak yapılacak herhangi bir finansal işlemden sorumlu tutulamaz. Her yatırım ve ticaret hamlesi risk içerdiğinden, bu tür kararlar alırken kendi araştırmanızı yapmanızı tavsiye ediyoruz.