BVCRYPTO

Seçim Kazandıran NFT’ler ve Politik Tercihler

Kriptoparalara uygulanan regülasyonların faaliyete geçmesiyle birlikte, piyasayı etkileyen dinamikler arasına politikacıların kararları da eklendi. Piyasanın hızla büyümesi, regülasyonların sıkılaşmasını ve politikacıların piyasaya olan ilgisinin pozitif veya negatif yönde artmasını sağladı. Bunun sonucunda, politikacıları etkileyen dinamikler de dolaylı yoldan kriptopara piyasasını etkilemeye başladı. Seçmenin oyunu kazanmak zorunda olan politikacılar, regülasyonun dozunu iyi ayarlamazlarsa özellikle genç seçmenin oyunu kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı. Seçmenin tepkisi temelinde oluşan bu denge, her ülkede farklı sonuçlar doğuruyor. Bu bağlamda, ülkeler arasında görülen farklılıklar, seçmenlerin taleplerinden dolayı değil, politikacıların bilgisizliği veya yanlış öngörüleri nedeniyle oluşmaktadır. Yani bazı ülkelerin yasaklayıcı politikalar izlemesi, halk kriptopara talep etmediği veya ilgilenmediği için değil, politikacıların geleneksel piyasayı koruma ve kripto piyasasını öğrenme isteksizliğinden kaynaklanıyor. Kriptopara karşıtı politika izleyen politikacıların bu kararı almasındaki bir diğer önemli sebep, henüz kriptopara ile içli dışlı olan genç seçmenin çoğunlukta olmaması nedeniyle kriptoparaların halkın öncelikleri arasına girememesi olabilir. Buna rağmen, her seçimde seçmen statüsüne kavuşan genç kesimin gelecekteki oylamalarda daha baskın hale gelerek, politikacıların kararlarına daha çok etki etmesi, piyasadaki yaygın görüş olarak öne çıkıyor. Bu görüşü destekleyen en somut gelişme, geçtiğimiz günlerde Güney Kore seçimlerinde yaşandı.

Bu yazımızda; öncelikle Güney Kore seçimlerini kazanan Yoon Suk-yeol’un kriptopara politikalarını ve konuyla ilgili çeşitli verileri inceleyeceğiz.

Kripto Başkan

Güney Kore’nin yeni başkanı Yoon Suk-yeol, seçimi %1 gibi oldukça ufak bir farkla kazandı. Yarışın başa baş gitmesi nedeniyle kararsız genç seçmenin oylarını toplamak isteyen liderler, kriptopara konusunda pozitif vaatler üzerine kampanya yürüttüler. Aşağıdaki 4 adet NFT, Yoon Suk-yeol’un bağış ve propaganda aracı olarak kullanıldı. Bu özellikleri nedeniyle aşağıdaki NFT’lerin tarihi bir öneme sahip olduğu söylenebilir.

Seçim sırasında en yüksek oya sahip olan iki adayın da kriptopara dostu politikalara sahip olması kesinlikle sürpriz değil. Bir önceki başkan Moon Jae-In’in kriptoparalara karşı uyguladığı sıkı regülasyonlar, hem piyasanın ülke içerisinde gelişimini engellemiş hem de halktan tepki çekmişti. Eski başkanın en ciddi engellemeleri 3 başlık altında toplanabilir:

  • Vergi
    Planlanan vergi düzenlemesi, $2.000 ve üzerinde kriptopara geliri elde eden kişilerden %20 oranında vergi alınmasını öngörüyordu. Ancak planlanan düzenleme, hem altyapı yetersizliği nedeniyle hem de halktan gelen tepkiler nedeniyle sürekli ertelendi.

Yeni başkan, vergi konusunda yapacağı düzenlemelerle alt sınırın $2.000 seviyesinden $40.000 seviyesine yükseltilmesi yönünde vaatte bulundu. Düzenlemenin hayata geçmesi halinde, gelir vergisinin nispeten varlıklı kişilerden alınacağı, maddi durumu düşük olan kişilerden alınmayacağı söylenebilir.

  • Borsalar
    Önceki başkan döneminde, borsalara getirilen regülasyonlarla, ülkenin finansal istihbarat dairesine kayıt olmak, bankalarla işbirliğine gitmek ve internet güvenlik ajansından sertifika almak zorunlu tutuldu. Bu nedenle 60’dan fazla borsa kapanmak zorunda kaldı ve büyük borsalardan sadece 4 tanesi faaliyetine devam edebildi.

Yeni dönemde, borsalara özel olarak bir vaat bulunmamakla beraber kriptopara piyasasına yönelik regülasyonların hafifletileceğiyle ilgili açıklamalar nedeniyle, borsaların regülasyonlarında da yeni bir düzenlemeye gidilebilir.

  • ICO
    4–5 yıl öncesine kadar kriptopara şirketlerinin fon toplama amacıyla oldukça yaygın şekilde kullandığı ICO sistemi, dolandırıcılık girişimlerinin çok sık yaşanması sonrasında Güney Kore dahil olmak üzere birçok ülkede yasaklandı. Sonrasında IEO gibi borsa üzerinden fon toplama gibi daha güvenli yöntemler çıksa da Kore’deki sıkı politikanın devam etmesi, ekosistemin gelişiminin önünde büyük bir engel oluşturdu.

Yeni başkanın vaatleri arasında, ICO tarzı fon toplama süreçlerinin bankalarla entegre edilerek güvenli bir düzene sokulması bulunuyor. Önceki başkanın diğer düzenlemelerine kıyasla, dolandırıcılığın artması nedeniyle, ICO’nun yasaklanması normal karşılanabilir. Ancak alternatif yöntemlerin benimsenmemesi, yeni başkan adaylarının vaatleri için malzeme çıkarmış oldu.

Kazanan Politika

51.7 milyon nüfusa sahip Güney Kore’de yaklaşık 8.4 milyon kişinin (nüfusun %16’sı) kriptopara sahibi olduğu tahmin ediliyor. Bu kişilerin %60’ının 20’li 30’lu yaşlarda olduğu düşünülmektedir. 8.4 milyon seçmen, yüksek bir oy topluluğunu ifade etse de çoğunluğu temsil ettiği söylenemez. Buna rağmen, en yüksek oy alan iki adayın da kriptopara dostu vaatler yürütmesi, bu politikanın ‘kazanan politika’ olarak görüldüğünü gösterir. Kazanan politika kavramından kastedilen, pragmatik yaklaşım gereği oluşan kutuplaşmadır. Hemen hemen her alanda süregelen kutuplaşmalar, kriptopara alanında da olduğu için Güney Kore’de kriptoparayı destekleyen kadar desteklemeyen bir kesimin olduğu da tahmin edilebilir. Bu durumda, başkan adaylarının pragmatik yaklaşarak, birinin kriptopara dostu, bir diğerinin kriptopara karşıtı politikalar benimsemesi beklenebilir. Buna rağmen, iki adayın da dost politikalar izlemesi, kriptopara dostu politikaların kazanımlar getirdiğini, karşıt politikaların ise adaylara ek bir kazanım getirmediğini göstermesi açısından önemlidir. Bir sonraki seçimde daha çok genç seçmenin oy vereceği düşünüldüğünde, gelecekteki adayların da dost bir politika izlemesi oldukça muhtemeldir.

Politikacıların Mecburi Tercihi

G.Kore örneğinde gördüğümüz gibi politikacıların önlerinde giderek seçim yapması zorunlu hale gelen bir ikilem oluşmaya başladı. Bu ikilem; geleneksel ekonomi lobisiyle beraber hareket ederek kriptopara karşıtı pozisyon almak ile kriptoparaları mevcut sisteme entegre etmenin yollarını aramak arasında bulunuyor. Lobicilik faaliyetleri alanında kriptopara piyasasının oldukça zayıf olduğu tahmin edilebilir. Ancak 2021 yılındaki bazı istatistikler, politikacıların genç seçmene ve bu yeni ekonomiye doğru kayarak mevcut lobi desteğine sırt çevirmesi için güçlü gerekçeler sunuyor. Gelin, kriptoparaların 2021 yılında gerçekleştirdiği 2 önemli istatistiğe göz atalım.

2021 yılında Bitcoin ağı üzerinde gerçekleştirilen para transferlerinin büyüklüğü 13.1 trilyon USD seviyesine ulaşarak Visa’nın 2021 yılında gerçekleştirdiği transfer hacmini ilk kez geçti. Geçtiğimiz sene yaklaşık 2.5 trilyon USD transfer yapılan Bitcoin ağı, Visa’nın %25’i kadar işlem gerçekleştirmişti. Grafiğe diğer kriptoparaların dahil edilmediğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Sadece bir yıl içerisinde görülen ekstrem büyüme performansı, marketin potansiyelini göstermesi açısından çok önemli.

Ek olarak, kriptopara borsalarının 2021 yılındaki gelirleri, New York Stock Exchange, Nasdaq, ICE, Deutsche Boerse gibi devlerin gelirlerini geride bırakmayı başardı.

Güney Kore’deki politikacıların genç kesime yönelik vaatlerinin kriptopara merkezli olması ve yukarıdaki iki istatistikte görülen verileri merkeze aldığımızda, politikacıların tercihlerini er veya geç mecburi bir şekilde kriptoparalardan yana kullanması beklenebilir.

Sonuç: Durdurulamayan Arz ve Kesişim Noktası

Günümüzde, finans dünyasının tüketicilere yani bizlere sunduğu iki ana arz akışı bulunuyor. Bu arzların bir bölümünü geleneksel finans dünyası oluştururken, ikinci bölümünü kriptoparaların dahil olduğu inovatif finans kısmı oluşturuyor. Tüketicilerin talepleri ise yukarıdaki grafiklerden görüldüğü üzere geleneksel kısımdan inovatif kısma doğru hızlı bir şekilde kayıyor. Bu durumda, kriptopara karşıtı politika yürütenlerin arzı keserek yani sektörü yasaklayarak veya engelleyerek mevcut dengeleri koruması ve geleneksel finansın lobi faaliyetleri tarafından desteklenmesi beklenebilir. Ancak merkeziyetsiz yapısından dolayı Bitcoin’in engellenememesi ve sektörün halihazırda oldukça agresif şekilde büyümesi, yasaklamanın imkansız hale gelmesini sağlıyor. Arzın durdurulamaması nedeniyle, talebin bastırılması üzerine politika yürütmek ise politik olarak çok maliyetli, çünkü seçmenin isteklerini bastırmaya çalışmak seçmenin oylarını azaltacaktır. Dolayısıyla, arzı durduramamak, kriptopara karşıtı politika yapmanın maliyetinin, kriptopara dostu politikadan elde edilecek faydadan daha yüksek olmasına sebebiyet veriyor. Politika gibi pragmatizmin en üst seviyede olduğu bir alanda, fayda elde edebilecekken maliyete katlanmayı kimsenin istemeyeceği kolaylıkla tahmin edilebilir. Böylelikle politikacıların kriptopara tercihleri de olumlu sonuçlanmaya mecbur hale gelmektedir.

Sonuç olarak; elimizde iki adet kesişim noktası bulunuyor. Birinci kesişim noktası, grafiklerde görülen ekonomik kazancın kriptoparalara geçmesi, ikincisi ise kriptoparaların geleneksel ekonomiye göre daha yüksek politik fayda sağlamasıdır. G.Kore’deki seçimler ise bu tür bir dönüşümün şu ana kadarki en somut örneği olarak değerlendirilebilir.

Hazırlayan: Berkay Aybey

Burada ifade edilen görüş ve yorumlar BV Crypto’ya aittir. BV Crypto, bu yazı temel alınarak yapılacak herhangi bir finansal işlemden sorumlu tutulamaz. Her yatırım ve ticaret hamlesi risk içerdiğinden, bu tür kararlar alırken kendi araştırmanızı yapmanızı tavsiye ediyoruz.